Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, 2024 yılını zirvede bitirdi. Togg’un T10X modeli 2024 yılında elektrikli otomobil pazarında 30 bin 93 adetlik satış ve yüzde 30 pazar payıyla lider olurken, tüm segmentler içinde en çok satılan SUV unvanını da elde etti. Satışları bir önceki yıla göre yüzde 53,67 oranında artan T10X, 2024 yılında bütün segmentler ve gövde tipleri içerisinde en çok satılan 5. model olurken, Togg da bütün kategoriler içerisinde en çok satılan 12. marka oldu
Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X, 30 bin 93 adetlik satış rakamıyla 2024 yılını elektrikli otomobil pazarının ve tüm kategorilerde SUV segmentinin lideri olarak tamamladı. Togg T10X 2024 yılında elektrikli otomobil pazarında yüzde 30 pazar payıyla açık ara lider olurken, tüm segmentler içinde en çok satılan SUV unvanını da elde etti. Satış adetlerinde geçen yıla göre yakaladığı yüzde 53,67’lik büyüme oranıyla T10X bütün segmentler ve gövde tipleri içerisinde yüzde 3,07 pazar payı ile en çok satılan 5. model olurken, Togg da bütün kategoriler içerisinde en çok satılan 12. marka oldu
T10X aralık ayının en çok satılan 3. modeli oldu
Aralık ayı otomobil ve hafif ticari araç satışları 170 bin 249 adetle tüm zamanların rekoruna ulaştı. 2024 yılı toplam pazarı ise 1 milyon 238 bin 509 adet olarak gerçekleşti. Yılı lider olarak kapatan Togg T10X, pazarda satış rekorunun kırıldığı aralık ayında ise elektrikli otomobil satışlarında yüzde 26 payla yine lider olurken, aynı zamanda tüm segmentler içinde en çok satılan SUV ve tüm segmentler ile gövde tipleri içinde en çok satılan 3. model oldu. Aralık ayının tüm kategorileri içinde en çok satış yapan 3. marka da yine Togg oldu.
Yılın son ayında ayında 5 bin 789, 2024 yılı toplamında ise 30 bin 93 T10X’i kullanıcılarıyla buluşturan Togg, 2023 yılında toplam 19 bin 583 adetlik satış rakamına ulaşmıştı. Böylelikle 2024 yılı boyunca Türkiye’nin her bölgesinden büyük ilgi gören T10X’in trafikteki toplam sayısı, geçen yıla göre yüzde 153,6 artışla 49 bin 676’ya ulaştı.
Talay Logistics, 2025’e “Doğu Avrupa Hamlesi” ile giriyor. Şirket, İtalya ile Çekya arasında karşılıklı blok tren seferleri başlatıyor. Talay Logistics CEO’su Onur Talay, Slovakya, Macaristan, Çekya, Polonya ve Romanya hattında etkin rol oynayacaklarını belirterek, “Mega dorselerimiz ve hemen her sektöre hizmet veren ekipmanlarımızla Doğu Avrupa’da bir yıl içinde iddialı bir pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi.
Yeşil Lojistik uygulamalarıyla öne çıkan Talay Logistics, 2025’i “Doğu Avrupa Atılım Yılı” ilan etti. Şirketin CEO’su Onur Talay, Şubat ayı itibarıyla İtalya ve Çekya arasında haftada karşılıklı 3 blok tren seferi düzenleyeceklerini belirtti.
Ro-Ro hatlarıyla ulaştıkları İtalya’nın Trieste limanından hareket edecek trenin, Çekya’ya varacağını anlatan Talay, “Doğu Avrupa’ya önem veriyoruz. Polonya’nın Başkenti Varşova’da ve Romanya’nın Başkenti Bükreş’te ofislerimiz bulunuyor. 2025 yılında Çekya ve Polonya plakalı araç yatırımlarımızla bölgedeki özmal filomuzu da güçlendireceğiz. Haftada karşılıklı 3 sefer olarak başlayacak blok tren seferlerimizi yılın ikinci yarısında haftanın 6 günü olarak düzenlemeyi hedefliyoruz. Düzenli çalıştığımız Baltık hattını da bu hat ile entegre hale getireceğiz. Böylece bölgede çok daha güçlü ve kapsayıcı olacağız.” diye konuştu.
Doğu Avrupa hattında oyunun kuralları yeniden yazılıyor
Almanya başta olmak üzere Batı Avrupa ülkelerindeki yeşil ekonomiye geçiş tedbirleri, özellikle yüksek karbon salımı ile öne çıkan sektörlerde üretim tesislerinin Doğu Avrupa ülkelerine taşınmasına yol açıyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Çekya, Slovakya, Macaristan, Polonya ve Romanya ile ticaret hacmi de rekor kırmaya devam ederek 2023 yılında 33,7 milyar dolara çıktı.
Onur Talay, söz konusu gelişmelerin Doğu Avrupa’yı önemli bir merkez haline getirdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Doğu Avrupa’daki ticaret hacminin önümüzdeki süreçte daha da artmasını bekliyoruz. İtalya – Çekya blok tren seferi hamlemizle hem bu bölgedeki hem de Avrupa genelindeki dağıtım gücümüzü katlayıp, ihracatçı ve ithalatçı müşterilerimize zaman ve maliyet avantajı kazandıracağız. 2025 yılında, Talay Çekya, Talay Slovakya, Talay Macaristan şirketlerimizi faaliyete alıp, Polonya ve Romanya ile birlikte hedef haritamızı tamamlayacağız.”
5 bini aşkın ekipmanla iddialı bir pazar payı hedefliyor
İtalya – Çekya blok tren hizmetiyle öncü bir rol üstlendiklerinin altını çizen Talay, “Mega dorselerimiz ve hemen her sektöre uygun 5 bini aşkın ekipman havuzumuzla Doğu Avrupa taşımalarında bir yıl içinde iddialı bir pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Onur Talay, demir yolu taşımacılığında Avrupa çapındaki geniş acente ağı, şirketleri, ofisleri ve Avrupa plakalı özmal araçlarının gücüyle hizmet sunduklarını, tecrübeli ve uzman ekipleriyle her aşamada müşterilerine destek verdiklerini de sözlerine ekledi.
Madeni yağ üretiminin bir kısmını Türkiye’de gerçekleştiren Shell, bir kez daha dünyanın lider madeni yağlar tedarikçisi seçilerek küresel şampiyonlukta 18 yılı devirdi.
Shell binek araç, ticari araç ve endüstriyel yağlar olmak üzere 3 ana kategoride de liderliğini sürdürdü.
Zirvede büyümeye devam eden şirketin başarısında premium ürün yatırımları ve yenilikçi çözümleri rol oynadı.
Shell küresel pazar araştırma ve danışmanlık şirketi Kline + Company’nin raporuna göre, üst üste 18. kez dünyanın bir numaralı madeni yağlar tedarikçisi oldu.
Kocaeli Derince’de kurulu Akdeniz’in tek gres ve en büyük madeni yağ tesisiyle global madeni yağ üretiminin bir kısmını da uzun yıllardır Türkiye’de gerçekleştiren Shell; binek araç, ticari araç ve endüstriyel yağlar olmak üzere raporda ele alınan 3 ana kategoride ve toplamda küresel sektör liderliğini sürdürdü.
Kline + Company’nin ‘Global Madeni Yağlar: Pazar Analizi ve Değerlendirme’ adlı raporu dünyanın önde gelen madeni yağlar pazarları, pazar segmentleri, ürün türleri ve formülasyonları kapsamında 2023 verilerine göre hazırlandı.
“Öncü rolümüzü koruma hedefindeyiz”
Shell Madeni Yağlar Küresel Başkan Yardımcısı Jason Wong 18 yıllık aralıksız liderliğe ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Madeni yağlar alanında dünya liderliğini aralıksız sürdürüyor olmamız, tüketicilere, ticari müşterilere ve endüstriyel kullanıcılara doğru madeni yağlar çözümleri sunma konusundaki kararlılığımızın en güçlü kanıtıdır.
Yenilikçi markamız, teknolojimiz ve insan kaynağımızla küresel çapta mobiliteyi desteklemekten gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de geleceğin madeni yağlar ve sıvı çözümlerini sunarak bu öncü rolümüzü koruma hedefindeyiz” dedi.
Shell’in küresel liderliğinin arkasında, Shell Helix binek araç motor yağları, Shell Rimula kamyon ve ağır hizmet motor yağları, Shell Tellus ve Shell Gadus endüstriyel yağları ve gresleri gibi birçok pazarda tercih edilen premium ve farklılaştırılmış ürünlere yaptığı yatırımlar bulunuyor.
Batarya ile veri merkezi sıvılarında yarına bugünden hazır
Aynı zamanda 2019 yılında E-Fluids portföyünü tanıtan ilk markalardan biri olan Shell, bugün Shell E-Fluids ile elektrikli araçların verimliliğini, güvenliğini ve sürdürülebilirliğini artırıyor.
Bu ürünler, yalnızca elektrikli araçlar için değil, veri merkezleri ve Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) gibi alanlar için de yenilikçi çözümler sunuyor. Shell, bu kapsamda performans, verimlilik ve sürdürülebilirlik alanlarında sınırları zorlayan bir dizi daldırma soğutma sıvısı da geliştirdi.
Shell Madeni Yağlar, Shell’in 2050 yılına kadar net sıfır emisyonlu bir enerji şirketi olma hedefinin gerçekleşmesinde kritik bir rol oynuyor. Bu hedef doğrultusunda, Shell kendi operasyonlarından kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmanın yanı sıra müşterilerinin karbon ayak izlerini minimize etmelerine ve atıklarını azaltmalarına yardımcı oluyor.
Yakıt verimliliği ve motor ömrüne katkı sağlıyor
Bu doğrultuda Shell aynı zamanda sürdürülebilir ambalajlar ve döngüsel çözümler geliştirerek atıkları azaltıyor ve biyolojik olarak parçalanabilir ürünleriyle daha çevreci seçenekler sunuyor.
Shell’in gelişmiş düşük viskoziteli yağları, yakıt verimliliğini araçlarda %3’e[1], endüstriyel uygulamalarda da enerşi tasarrufunu %4’e[2] kadar artırabiliyor. Bu özellikler, motor ve makinelerin ömrünü uzatıyor ve aynı zamanda emisyonların azalmasına da katkı sağlıyor.
Kline + Company’nin raporuna göre, Shell 2023 yılında %11,6’lık küresel pazar payıyla liderliğini pekiştirdi. Shell Madeni Yağlar’ın küresel satışlarının segmentlere göre dağılımı ise %36 tüketici otomotiv, %33 endüstriyel ve %31 ticari otomotiv olarak gerçekleşti.
2009 yılında ODTÜ Teknokent’te bir teknoloji girişimi olarak kurulan ISSD, 15 yıldır geliştirdiği akıllı ulaşım sistemlerini 20’ye yakın ülkede 5 binden fazla noktaya ihraç ediyor.
ISSD’nin 15. yılı dolayısıyla açıklama yapan ISSD Yönetim Kurulu Başkanı Çağrı Yüzbaşıoğlu, yenilikçi çözümleri ve teknoloji odaklı yaklaşımıyla akıllı ulaşım sistemlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırdıklarını belirtti.
Global Pazarın Etkin Oyuncusu Olma Yolunda İlerliyoruz
ISSD’nin 15 yıllık yolculuğunu özetleyen Çağrı Yüzbaşıoğlu, “2009 yılında başlayan yolculuğumuz, bugün 20’ye yakın ülkede ve 5 binden fazla noktada uygulanan akıllı ulaşım çözümleriyle başarıyla devam ediyor. ISSD olarak ülkemizdeki liderliğimizi sürdürürken, global pazarda etkin bir oyuncu olma yolunda ilerliyoruz.” dedi.
“15 yıldır trafik yönetimi, elektronik denetleme ve danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. Bu süreçte katma değer üretmek bizim temel motivasyonumuz oldu.” diyen Yüzbaşıoğlu, uzmanlık alanlarının geniş bir yelpazeye yayıldığını ve akıllı ulaşım sektöründe fark yaratan çözümler sunduklarını ifade etti.
Teknoloji ve İnovasyonla Geleceğe
Şirketin genç ve dinamik Ar-Ge ekibine dikkat çeken Yüzbaşıoğlu, “120 kişilik Ar-Ge ekibimizle sektörün öncü firmalarından biri olmaya devam ediyoruz.” dedi.Yüzbaşıoğlu, ekibin akıllı ulaşım çözümleri için yüksek teknoloji ürünleri geliştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Ar-Ge ekibimiz, şehirlerin trafik sorunlarına sürdürülebilir çözümler sunmak ve verimliliği artırmak için çalışıyor. Yenilikçi yaklaşımlarımızla, geliştirdiğimiz ürünler hem şehir yönetimlerine hem de kullanıcı deneyimine değer katıyor.”
Globalde Daha Fazla Büyümek İçin Hazırız
Yüzbaşıoğlu, ISSD’nin gelecekteki hedeflerinin, akıllı ulaşım çözümlerini daha fazla ülkeye ihraç ederek global bir lider olmak olduğunu ifade etti. Trafik yönetimi ve ulaşım alanlarında sundukları yenilikçi teknolojilerle hem çevresel etkileri azalttıklarını hem de şehirlerin yaşam kalitesini artırdıklarını belirten Yüzbaşıoğlu şöyle devam etti : “ISSD, 15 yıllık deneyimi, güçlü altyapısı ve yenilikçi vizyonuyla global hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir.”
Kurumsal yemek kartı çözümü MultiNet ile çalışanların yemek giderlerinde işverenlere tasarruflu gider yönetimi hizmeti veren Multinet Up, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 31 Aralık 2024 tarihinde yayımladığı “Yemek Bedeli” konulu genelgeye yönelik açıklamalarda bulundu.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 31 Aralık 2024 tarihinde yayımladığı 2024/17 sayılı “Yemek Bedeli” konulu genelgeyle, çalışanlarının öğle yemeği ücretini nakit olarak vermek yerine yemek kartı ile veren işverenlerin herhangi bir limit olmaksızın SGK prim ödemelerinden yüzde 100 muaf tutulacağı açıklandı.
“İşverenin çalışan yararına tutar belirleyebilmesine zemin hazırlıyor”
Yeni düzenlemeyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Multinet Up CEO’su Ali Emre Sever, “Yemek kartı uygulaması hem işverenlere maliyet avantajı sağlayan hem de çalışan refahına ciddi katkılarda bulunan, iş gücüne sunduğu avantajlarla çalışma hayatında verimliliği yükselten bir uygulama. Alınan bu yeni kararla birlikte nakit yardımlar ve nakit gibi her yerde geçen kartlarla yapılan yemek yardımlarında 2025 yılında 158 liraya kadar istisna uygulanabilecekken yemek kartlarında herhangi bir limite tabii olmaksızın prim muafiyeti sağlanıyor. Yemek kartıyla ayni yardım yapmak isteyen işverenlerin prim ödemelerinden tamamen muaf olmasını, işverenin maliyetlerini düşürerek çalışan yararına tutar belirleyebilmesine zemin hazırlayan bir kolaylık olarak görüyoruz” dedi.
“Yemek kartı sistemi ülke ekonomisine sürdürülebilir katkılar sunuyor”
Sever, “Çalışanların önemli hakedişlerinden biri olan yemek desteğinin, yemek kartı uygulaması aracılığıyla yapılması işverenlere vergi muafiyeti sağlamanın yanı sıra ülke ekonomisine de sürdürülebilir katkılar sunuyor. Çalışanların öğle yemeği ihtiyacına yönelik hizmet veren küçük ölçekli restoran ve lokantalara müşteri kazandıran yemek kartları aynı zamanda yeme-içme sektöründe kayıt dışılığı önleyerek ülke ekonomisine de katkıda bulunuyor. Yemek kartında SGK prim limitinin kaldırılmış olmasını, yemek kartı sisteminin sağladığı tüm bu katkıları destekleyen bir düzenleme olarak memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
MultiNet yemek kartının vergi avantajları nelerdir?
MultiNet yemek kartı kullanıcıları, işverenlerinin belirlediği yemek tutarını Multinet Up’ın toplamda 41 binden fazla işletmeyi kapsayan üye iş yeri ağında bulunan restoran, kafe, büfe ve markette öğle yemeği ihtiyacını karşılamak için kullanabiliyor. İşverenler ise yemek kartının sağladığı vergi avantajlarından yararlanıyor. Örneğin günlük 158 TL ile 240 TL arasındaki ödemelerde, MultiNet yemek kartı kullanıldığında SGK primleri, gelir vergisi ve damga vergisi ödenmiyor. Nakit ödemelerde ise bu tutar için gelir vergisi ödenmezken, SGK primleri ödeniyor. 240 TL + KDV’ye kadar olan ödemelerde ise MultiNet yemek kartı kullanıldığında SGK primleri, gelir vergisi ve damga vergisi ödenmiyor. Bu tutara ilişkin faturadaki %10 KDV tutarı da KDV indirimine tabi tutulabiliyor. 240 TL’yi aşan tutarlarda ise MultiNet yemek kartı kullanımında SGK primlerinden muafiyet devam ederken, gelir vergisi ve damga vergisi ödeniyor. Bu durumda da faturadaki %10 KDV tutarı KDV indirimine konu edilebiliyor. Nakit ödemelerde ise her iki durumda da SGK primleri, gelir vergisi ve damga vergisi yükümlülükleri bulunuyor.
News
